DURUM - Ahmet Çakal

DURUM

28.07.2023 Cuma 06.24

  Çocukluğumda bu zamanların hayatımın en güzel zamanlarını yaşayacağımı düşünürken tam şu anda kurduğumuz hayallerin kısa veya uzun vadede ne kadar aptalca ve pembe hayaller olduğunu, hayatın öngörülemez derecede sarpa sarabileceğini fark etmiş durumdayım. Bazı istisnalar hariç hiçbir zaman tam anlamıyla tatmin olmuş hissedememenin verdiği acı ve o kelimelere dökmekte zorlandığım boşluk hissini, hayatımın bu döneminde vücudumun en küçük parçasına kadar derinden hissediyorum. Şu an elimde borç harç içinde aldığım sigara paketimin son üç dalından biri var. Biraz kendimle baş başa kalıp sigarayı küllüğün üzerine bıraktığımda görüyorum ki yanıp giden ve savrulan küllerin bana ne kadar benzediğini fark ediyorum, yavaş ama kontrolsüz. Paketten çıkan her sigara günlerimle özdeşleşmiş gibi sanki, yanmaya başlıyor ve bitiyor. Bitmeye yakın elime verdiği sıcaklık çok tanıdık, hiç yabancı değil. Sonun yaklaştığı haberini veriyor acı vererek..



 Uykum düzensiz, hareketlerim olağan durumlara verdiğim tepkiler.. Kendimi tanımakta zorlanıyorum. Sanki, sanki bu ben değilmişim gibi. Kafamın içinde yankılanan en gürültülü ve dinmek bilmeyen ses bana "Sana ne oldu?" sorusunu soruyor. Ne kadar bu sorudan kaçmada başarılı olsam da hiç beklemediğim bir anda birden ve her zamankinden şiddetli bir şekilde üstüme çullanıyor. Sana ne oldu? Bana ne oldu?

06.45

  Unuttuğum, daha doğrusu unuttum diyerek kendimi kandırdığım anılar. Doğrusu son 4 5 aya kadar unutma konusunda gayet başarılı olduğumu düşünürdüm. Anladım ki gerçekten hayatının her alanında bir şekilde etkisi olan şeyleri/kişileri unuttum diyerek geçiştirmek ve buna kendini inandırmak gerçekten unutmaktan daha zor ve acılı oluyormuş.


 Acı, insanoğlunun en saf ve en kadim duygusu. İnsanlık var oldukça geçmek bilmeyecek bir duygu... O kadar derin ve anlaşılması güç bir durum ki hiç olmayacak dediğin yerlerde düşüncelerine bir ok gibi saplanıp her şeyi allak bullak eden saçma, ama kaçınılmaz.